Asgari Ücrette Yeni Rakamlar: 45-50 Bin TL Üzerine Tartışmalar Devam Ediyor!
Asgari ücretle ilgili tartışmalar sürerken, Çalışma Ekonomisi Uzmanı Prof. Dr. Aziz Çelik'ten dikkat çekici bir açıklama geldi.
Asgari ücret müzakereleri yaklaşırken, Çalışma Ekonomisi Uzmanı Prof. Dr. Aziz Çelik, hükümetin 2026 yılına dair kişi başına gelir beklentesi üzerinden net 45–50 bin liralık bir asgari ücretin hem mantıklı hem de ekonomik açıdan geçerli olduğunu savundu. Çelik, asgari ücretin sadece enflasyon rakamlarına dayandırılmasının yanlış olduğunu, bunun yerine işçilik ücretlerinin yeniden GSYH ile ilişkilendirilmesi gerektiğini belirtmiştir.
“Asgari Ücret sadece Enflasyona Bağlanamaz”
2026 yılına yönelik maaş artışlarına dair değerlendirmesinde, mevcut tartışmaların sadece enflasyon oranları ekseninde dönmesini eleştiren Prof. Dr. Çelik, “45–50 bin lira civarında bir asgari ücretin mümkün olduğunu düşünüyorum, bu oldukça realistik.” ifadelerini kullandı. Enflasyona dayalı belirleme yönteminin ciddi sorunlar içerdiğini şu şekilde sıraladı:
Geçim standartlarını göz ardı etmekte. Resmi enflasyon rakamlarının güvenilirliği tartışmalı. Ekonomik büyümeden yeterince pay alınamamaktadır.

“Asgari Ücret Anayasa Kriterlerine Göre Belirlenmeli”
Anayasa’nın net hükümlerinin göz önünde bulundurulması gerektiğine vurgu yapan Çelik, “Asgari ücret, işçilerin geçim ihtiyaçları ve ekonomik büyümeyi dikkate alarak hesaplanmalıdır. Bu konuda belirli bir kural oluşturulmalıdır.” dedi.
Bu kuralı, “Asgari ücret, kişi başına GSYH’nin tanımlanmış bir oranının altında olmamalıdır; geçim şartları ile birlikte değerlendirilmeli.” şeklinde ifade etti.
GSYH Oranı: Tarihte Vardı, Neden Yeniden Uygulanmasın?
Çelik, geçmiş verilerle ilgili yapılan hesaplamalara dikkat çekerek:
2004 ve 2016 yıllarında: Asgari ücret / kişi başına GSYH oranı %60 olarak belirlenmiş.
1970’lerde ise bu oran %75–80 seviyesindeydi.
Hükümetin 2026 yılına dair öngörüsüne göre, kişi başına GSYH’nin aylık 75 bin TL civarında olacağına işaret eden Çelik, “Bunun net %70’i 45 bin TL’ye denk gelmektedir. Brüt rakam ise 52,5 bin TL olacaktır.” dedi.
Yoksulluk Sınırı Göstergeleri de Aynı Sonucu Gösteriyor
Ekim 2025 verilerine göre:

Bekâr bir çalışan için yoksulluk sınırı: ~43 bin TL
Dört kişilik bir aile için yoksulluk sınırı: 93 bin TL’nin üzerindedir.
Yoksulluk sınırının yarısı: 41.500 TL olarak hesaplanmaktadır.
Çelik, bu rakamların 2026 ortasında daha da artacağını belirterek, “45–50 bin TL arası bir asgari ücret, hem geçim koşullarına hem de ekonomik verilerle uyumlu olacaktır.” dedi.
“Bu Ücreti İşveren Ödeyemez” Eleştirisine Tarihsel Bir Cevap
Çelik, ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt’in 1933’teki sözlerini anımsatarak, işverenlerin eleştirilerine yanıt olarak şu alıntıyı paylaştı: “İşçilerine asgari geçim ücretinin altındaki bir ödeme ile ayakta kalmaya çalışan hiçbir işletmenin bu ülkede faaliyet göstermeye devam hakkı yoktur... Asgari geçim ücreti, insana yakışır bir yaşam sağlamayı mümkün kılacak bir ücreti ifade eder.”
“Meselenin Teknik Değil, Sosyal Adalet ile İlgili Olduğu”
Çelik, bu tartışmanın yalnızca resmi rakamlarla sınırlı kalmaması gerektiğini belirterek, “Asıl mesele, yapay enflasyon verileri yerine geçim koşulları, ekonomik büyüme ve gelir dağılımı üzerinden ele alınmalıdır.” dedi. Asgari ücretin bir gelir dağılımı politikası ve sosyal adalet sorunu olduğunu vurguladı. -Haber Merkezi